Bülent Kaya: İsrail’i öcü göstererek dizayn amacı varsa uyanık olunmalı
ANKARA – Meclis’te grubu bulunan 6 siyasi parti yeni yasama dönemi için hazırlıklarını tamamladı ve döneme son derece tempolu bir giriş yaptı.
Yeni yasama döneminin dikkat çeken temaslarından gündemdeki gelişmelere pek çok başlığı siyasi partilerin grup başkanvekilleriyle değerlendirmeye devam ediyoruz.
Sayfalarımızın bugünkü konuğu SAADET-Gelecek Grubu Grup Başkanvekili Bülent Kaya.
‘MUHALEFETİN ELİNDE ÇOK CİDDİ İMKANLAR VAR’
SAADET-Gelecek Meclis Grubunu bu dönem nasıl bir muhalefet yaparken izleyeceğiz? Öncelikli gündem maddeleriniz neler olacak?
Geçen dönem muhalefet son derece etkili bir muhalefet yaptı ve Adalet ve Kalkınma Partisi daha önceki dönemlere oranla zorlandığı bir yasama dönemi geçirdi. Yasaları getirmeden önce muhalefetle bir diyalog kurmasa da parlamento zemininde muhalefetin etkili duruşu sebebiyle müzakere etmek zorunda kaldı. Muhalefetle masaya oturmak, bazı kanun maddelerini geri çekmek zorunda kaldı.
Hükümetin Meclis’in dışında olması sebebiyle hükümetle ilişkiler konusunda sorunlar var, karar alma mekanizmalarında sıkıntılar var, Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin etkili parti genel başkanlığı sebebiyle parlamentoda gruplar zayıfladı. Ama tüm bunlara rağmen muhalefetin elinde çok ciddi imkanlar var ve bunu da birinci yasama döneminde gösterdik. Bu dönemde de göstereceğiz.
Bu yeni yasama döneminde ekim, kasım aralık ayları ağırlıkla bütçe ve orta vadeli planla geçer. Bizim de öncelikli gündemimi ekonomi olacak.
‘SAADET-GELECEK GRUBUNUN DÜŞME RİSKİ SÖZ KONUSU DEĞİL’
SAADET-Gelecek Grubu Meclis’te grup kurmak için gerekli olan 20 milletvekiline sahip. Bir milletvekiliniz de grubun devam edebilmesi için CHP’den geçti. Grubun düşmesi riski var mı?
SAADET Partisi ve Gelecek Partisi arasında herhangi bir sorun yok. İki parti devam ediyoruz. Ve grubun devamı konusunda bir kararlılığımız var. Grup kurmak için 20 milletvekiline ihtiyaç olduğu için sayımız 20. İhtiyaç 25 olsa 25’e tamamlarız. Grubun düşmesi konusunda herhangi bir risk söz konusu değil.
‘YENİDEN REFAH’LA YA DA BAŞKA BİR PARTİYLE BİRLEŞME GÜNDEMİMİZ YOK’
DEVA Partisi ve Gelecek Partisi liderlerinin ‘birleşme’ içerikli görüşmeleri devam ediyor. Meclis resepsiyonunda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ideolojik olarak birbirine benzeyen partilerin birleşmesinde fayda olduğunu söyledi. Örneklerinden biri de Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi’ydi. Bu öneriye bakışınız nasıl? Böyle bir gündeminiz var mı?
Türkiye siyasi tarihi birbirine yakın partilerin mutlaka birleşmesi gerektiğine dair temennilerle ve aynı zamanda birleşmelere dair başarısızlıklarla doludur. ‘Birbirine yakın bu partiler niye birleşmiyor?’ diye sormak lazım. Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi ayrı tarihlerde doğmadı ki. Zaten Saadet Partisi vardı. Yeniden Refah Partisi de Saadet Partisi’nin içerisinden çıkarak partileşti. Dolayısıyla kendilerince ayrılmalarını gerekçe kılan sebepler vardı. Bu sebepler ortadan kalktıysa elbette her an geri dönebilirler.
Siyasette temenniler güzeldir. Ama önemli olan bunun realiteye getirilmesi. Türkiye siyasetin bize öğrettiği şey; birbirine yakın partiler zor bir araya gelir. Bizim de böyle bir gündemimiz yok.
‘KONGRE TARİHİNE KARAR VERİLMEDİ’
Partinizin haziranda yapacağı kongre iptal edilmişti. Ne aşamadasınız? Kongre takvimi ne zaman başlayacak?
Saadet Partisi kongresini Kasım 2022’de yaptı. 2 yıllık süre Kasım 2024’te doluyor. Kasım 2024’ten Kasım 2025’e kadar olan 1 yıllık süreç içerisinde yapılan kongre, olağan kongre sayılıyor. Biz de yeni dönemde Kasım’da mı yoksa 1 yıl içerisinde uygun bir tarihte mi kongre yapacağımıza dair bir karar vereceğiz partinin yetkili kurullarında. Şu anda karar verilmiş bir tarihimiz yok.
‘YENİ ANAYASA’YA DEĞİL, ANAYASA’YA UYAN İKTİDARA İHTİYAÇ VAR’
İktidar partisinin öncelikli gündemlerinden biri yeni anayasa. Partinizin yeni anayasaya bakışı nedir?
Türkiye 2015’e kadar yeni bir anayasa ihtiyacını konuşuyordu. 2015’ten sonra mevcut anayasa uyması gereken bir iktidarı konuşuyor. Daha önce önümüzde sivil ve yeni bir anayasa ihtiyacı varken şimdi anayasaya uyması gereken bir iktidara ihtiyaç var. İktidar yeni bir anayasayla ilgili gündem oluşturmak istiyorsa yoğun anayasa ihlalleriyle ilgili tavrından vazgeçmeli.
Bizim mesaimizin yüzde 25’i Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği kanun ya da kararnameleri yeniden yasalaştırmakla geçiyor. Bir hukuk devletinde anayasa üzerine yemin etmiş bir partinin takınacağı bir tavır olamaz bu. Dolayısıyla burada sorun artık yeni bir anayasanın önüne geçti. Şu an sorun iktidarın anayasaya uymamasıyla ilgili.
‘ANAYASA’YA PEŞİNEN KAPIYI KAPATMAYIZ AMA RİSKİ GÖRÜYORUZ’
Yeni bir anayasadan önce anayasanın konuşulabilme zeminini, herkesin ortak bir paydada buluşabileceği bir iklimi oluşturmak gerekiyor. Bir de anayasalar genelde çok geniş temennilerle, milletin talepleriyle başlar; siyaset kurumunun dar kapsamdaki ihtiyaçlarıyla biter. Biz milletin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan bir anayasaya elbette her zaman sıcak bakarız. Ama görünen o ki iktidar, siyaset kurumunun ihtiyacı olan dar bir anayasa değişikliğine gidebilir. Peşinen hiçbir şeye elbette hayır demeyiz ama bu riski de görüyoruz.
Meclis’in açılış haftasında Bahçeli’nin DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’la selamlaşması ve barış mesajı vermesini, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le samimi bir diyalog kurmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Siyasette farklı düşüncelerimiz olabilir, farklı uçlarda olabiliriz ama Türkiye’nin meselelerini barışçıl bir ortamda oturup konuşmayı başarmamız lazım. Bu konuda herkese sorumluluk düşüyor.
Sayın Bahçeli de DEM Partili siyasetçilerle tokalaştı ve bir barış mesajı verdi gazetecilerin sorusu üzerine. Bu barışa siyasetçiler kendi üslubu ve diliyle bence başlamalı. Siyasi nezaketi göstermeli. Elbette kürsülerde birbirimizin fikirlerini sonuna kadar eleştirebilmemiz lazım. Bu eleştiriler zaman zaman sert de olabilir. Ama asla karşı tarafın kişiliğini rezil edecek bir boyuta getirmeden yapmalıyız. Keşke partilerin birlikte oturup belli konuları müzakere etmesinin önündeki engelleri de kaldırmış olsak.
‘BAHÇELİ’NİN HAMLESİ TESADÜFİ DEĞİL AMA HER HALÜKARDA SİYASETE KATKI SAĞLAR’
Bahçeli’nin bu adımının siyasi bir niyeti olabilir mi?
Belki Cumhur İttifakı olarak yeni siyasi hamleleri tasarlıyor, bunun kilometre taşlarını döşüyor olabilirler. Mutlaka tesadüfi bir şey değildir, arkasından bir şey amaçlanıyordur. Ama her halükarda siyasete katkı sağlar diye düşünüyorum. Her ne amaçlansın siyaseten güzel hareketler.
’30-40 YIL ÖNCE İSRAİL TEHDİDİNDEN BAHSETTİĞİMİZDE GÜLENLER ŞİMDİ BU GÜNDEMİ KONUŞUYOR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis açılış oturumunda yaptığı konuşmada İsrail’in hedefinde Türkiye’nin de olduğunu ifade etti. Dün de konuya dair bir kapalı oturum yapıldı. Siz böyle bir risk görüyor musunuz?
Saadet Partisi olarak İsrail’in yayılmacı ve işgalci politikalarına karşı sürekli uyarılarda bulunduk.
Irak’ın, Suriye’nin, İran’ın karıştırılmasının temel hedefinin Türkiye’nin de sürece dahil edilmek olduğunu söyledik. Çünkü İsrail devletini yöneten ve siyonist zihniyetin bir inancı var; tanrı tarafından kendilerine vaat edilen sınırlardaki bir İsrail devleti. Biz bunları 30-40 sene önce söylerken söylediklerimize gülerek ‘komple teorisi’ diye yaklaşanlar bugün ‘İsrail Türkiye’ye savaş açar mı?’ diye bir gündemi konuşur hale geldi.
‘İKTİDARIN İSRAİL TEHDİDİNİ ÖCÜ OLARAK KULLANARAK TOPLUMU DİZAYN ETME AMACI VARSA UYANIK OLMAK GEREK’
Orta vadede dikkatli olmamız lazım, böyle bir risk var. Ama iktidarın kısa vadede İsrail veya bölgedeki savaşı bir öcü olarak kullanıp toplumu dizayn etme niyetine karşı uyanık olmak lazım. Toplumu korkutarak, toplumu dizayn etme, yeni bazı siyasi hesaplar için alet etme düşüncesi varsa işte orada uyanık olmak gerektiğini düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte hem ekonomideki kötü gidişatı gizlemek hem toplumu yeniden dizayn etmek amacı taşıyorsa bu doğru değil. Muhalefetin sesini kısmak, AK Parti’den uzaklaşma potansiyeli olan seçmeni korkutarak yanında tutmak gibi bir amaç taşıyorsa bu sağlıklı bir sonuç vermez.